Eğitim ve Öğretim Düzeninin Felsefi Temelleri
Eğitim insanların yararına olacağı düşünülen belirli konulardaki kökleşmiş ya da yeniliğini koruyan öğretilerin uygulama halinde sıklıkla, zorunlu veya zorunlu olmadan tekrar edilme işlemidir. Öğretim ise eğitimde belirlenen konularda olmak zorunda olmaksızın belirlenen konularda sözlü olarak genel bir felsefeyle anlatılıp kalpte ya da akılda hasıl kılma işlemidir.Yani günümüzde soru çözmemiz eğitim kısmını oluşturur. Öğretim kısmı ise anlatılan konuların genel bir felsefeyle anlatılmamasından dolayı yani bilimler arası etkileşimsiz,tek düzlem ,tek bakış açısında,madde davranışıyla ilimsel açıklamalar ve benzerlikler kurulmadan anlatılmasından dolayı öğretim kısmı yoktur.
İslâm dünyasında bilimin temelleri
Bu bütün dünyada böyledir.Ancak geçmişte Orta çağ İslam aleminde öğretim kısmı bulunmaktaydı.Bu dönemde yapılan bilimsel yenilikler ilimsel temelli olmasından dolayı günümüzdeki doğa ve matematik bilimleri başta olmak üzere tüm bilim dallarında ve sanatta ciddi temeller oluşturulmuştur.
Mesela Cabir bin Hayan atomun (kelime anlamı Yunanca bölünemez) parçalanabilir olduğunu ve parçalandığında ise büyük bir enerji açığa çıkacağını belirtmiştir.Yani nükleer fiziğindeki en önemli temel bilgisini yeni fizik çağından çok önce belirtmiştir.Farabi sesi fizik kullanımıyla açıklamıştır.Ömer Hayam binom açılımını ilk defa kullanmıştır.Harezmi “0” sayısını bulmuştur ve cebirin temellerini atmıştır. Zehravi ilk böbrek ameliyatını yapmıştır. Tasarladığı ameliyat aletleri günümüzde kullanılmaktadır.
Bilim ve felsefe
Eğitim ve öğretimde amaç insanları mutluluğa eriştirmek olmalıdır.Dolayısıyla düşünce temelimizi mutluluğa ulaşmak olarak kurmalıyız.Yani insanlığın muhatap olacağı eğitim öğretim biçiminde kullanılacak bilgilerin insanları mutluluğa eriştirmede kullanılacak bilgiler olmalıdır.Mutluluğa ulaştıracak bilgiye ilim denir.Bu sebeple ilim ve bilimi paralel götürmeliyiz.Bu kural eğitim öğretim biçiminin en önemli düzgüsel kuralıdır.Eğitim ve öğretim sonucu birey topluma ya da en azından kendisine yararlı olmalıdır. Yarar kavramını mutluluk seviyesine göre ölçülebileceği sonucu gayet görünür.Yaralı olma sebeplerinden birisi de eğitim ve öğretimin işlevsel olmasıdır.Bu işlevsellik öğrenilen bilginin kullanılabilir olması demektir.Kullanılabilirlik imkanı bilgi özünde varsa geri kalan sorumluluk insanda olacaktır.Çünkü sahip olunan belirli seviyedeki kullanılabilir bilgiyi ya da bilgileri salt olarak veya birleştirerek işleve dönüştürmesi yarar ulaşması için zorunludur.Ayrıca yarar elde edilmesi için sonuçta elde edilecek yararın ihtiva ettiği tam bilgisine sahip olunmalıdır.
Eğitim ve Öğretim için ilim
Tahayyül ettirecek olursak araba üretecek olursak üretimi için motor işleyişinin bilgisinin birleştirilmemiş halde bilinmesi gerekir.Bilinmesi halinde bilgilerin birleştirilip motorun yapılabileceğini kanıtlamak geriye kalan tek şey.Bu sebeple yarar eldesi için sınırlı olan belirli bilgiye sahip olunması zorunludur.Bu kural eğitim öğretim biçiminin ikinci düzgüsel kuralıdır.İlim veya bilim yani yarar için kullanılacak eğitim öğretim araçları düşünerek veya belirli bilgiye sahip olan tüm işleyişler yardımıyla eldi edilebilir. Bu elde edilebilme imkanını noksan olması durumunda ilim ve bilime sahip olunamaz.Ancak bu durum düşünebilen insanlarda asla yok noktasında olamaz.
Sonuç ve değerlendirme
Yani ilim ve bilime erişilebilirliğinin olması yarar eldesi için zorunludur.Bu kural eğitim öğretim biçiminin üçüncü düzgüsel kuralıdır.Özetlemek gerekirse uygun eğitim öğretim biçiminin amacı insanları mutluluğa ulaştırmak,miktarı işlevsel bilgi birikimine ulaşma sınırı ,kullanacağı ilim (İLİM: Bilim , sanat… kapsayan ,yönü veren,özündeki anlamı taşıyan kavramdır.) , yararını artırmak için ilme ulaşılabilirliğinin olması gerekir.
Bu felsefi temelleri işlevsel eğitim öğretim şekline bütünüyle uygulanırsa uygun eğitim ve öğretim sistemine ulaşılır.