LGS Sınavı öğrenci psikolojisi
Yaşadıklarımız, inandıklarımıza bağlıdır. Zihnimizi sağlık, huzur, iyi niyet gibi kavramlarla meşgul edersek, istediğimiz yönde hayatımızda olumlu şeyler gerçekleşir.
O halde, her şey insanın kafasının içinde gerçekleşiyor demektir. Galip mi gelmek istiyoruz ya da başarmak mı? Bütün bunlar başta bize hayal ya da mucize gibi gelse de hedefimize ulaşmak için attığımız önemli adımlardan biridir.
İmkansızın ne olduğunu bilen insan, sınırları nasıl zorlayacağını düşünerek, beklentisini gerçekleştireceğine inandığını şeyler üzerinde kurar. İşte ancak o zaman hayal dediğimiz şeyler hayatımız oluverir. İnsan hayal etmediği şeyi nasıl hayatına aktarabilir ki? Aslında başarmak, neyi ne kadar istediğimize bağlıdır. Kafamızda hayalini düşündüğümüz şeyi gerçekleştirdiğimize inanmamız gerekir. Gerçekleştiğinde de hayatımızda olan değişiklikleri düşünmeliyiz ve kalpten istemeliyiz.
Eğer, zihnimizi endişe ve korku ile beslersek, isteklerimizin karşılığını almamız yine aynı zihin tarafından engellenir. Oysa ne kadar rahat ve sakin olursak, isteklerimize bir o kadar kolay yaklaşma fırsatı bulmuş oluruz.
Bilinçaltı dediğimiz şey sınırsız bir bilgelik denizi gibidir. Hayal gücümüz bizim en büyük yeteneğimizdi iç dünyamızda, duygularımızı ve hayallerimizi düzenlemek, bu hayallerin deneyime dönüşmesini sağlar.
O zaman öncelikle sahip olmak istediğimiz şeyi yürekten hissederek istemeliyiz ki sonra da istediklerimize sahip olalım. Karanlığa meydan okuyan ışık misali, olumsuzluğa da kararlı düşüncemizle meydan okumalıyız.
Unutmayın ki ; umutsuz durumlar yoktur, umutsuz insanlar vardır.
“Yüzüstü yere serilseniz bile, hala ileriye doğru hareket ediyorsunuzdur.” (Victor Kiam)