Herbert Spencer derki;
Herbert Spencer
‘Toplumun genelinin neler döndüğünden haberi yoktur, hatta haberi olmadığından dahi haberi yoktur.’
Kendimizi Kaybettik, Düşünüyorum günlerdir kendimce bizler ne için yaşıyormuşuz? Bu hayattaki amacımız, gayemiz ne bizim? Sadece tüketim amaçlı mı yaşıyoruz dedim sonra. Bu sorunun cevabını düşünmekten korkuyor muyum acaba? Aslında hayır korkmuyorum. Kendi içimize döndüğümüz bu zamanlarda aslında yapacağımız en güzel aktivite düşünmek sanırım.
Kendini dinlemek
Kendimizi dinlemek, nereden nereye geldiğimizi düşünmek, görmek sanırım bu zamanda yapılması gereken en güzel aktivite diye düşünüyorum. İşte bu yüzden bahsettiğim sorunun cevabını düşünmekten korkmuyorum. Sürekli düşünmek kelimelerini tekrarlıyorum. Bilerek tekrarlıyorum ki kaybettiğimiz yetimiz zihnimize yer etmesini istiyorum. Sanırım nicedir hayatın koşuşturmacası içinde neler yaptığımızı fark etmedik. Bireysel olarak değişime çokça açığız doğal olarak toplum olarak da sürekli bir değişim furyası içerisindeyiz.
Fakat yeni dünya düzeninden bahsederken sürekli, bir anda farklı bir düzene girdik. Aniden adını yeni duyduğumuz bir virüs girdi hayatımıza. Herkes hayatını buna göre şekillendirmeye başladı. Bir anda ölüm korkusu toplumda baş göstermeye başladı. Ölüm baş ucumuza gelince mi düşünmeye başladık diyorum kendime. Aslında evet, çoğul eki kullanıyorum çünkü toplum olarak ne yazık ki bu durumdayız. Verdiğimiz kararlar bizim hayatımızı şekillendirirken hiç ölümü düşündük mü bu süre zarfında? İlla böyle bir toplumsal bir sorun mu başımıza gelmesi gerek?
Kendini Arayan İnsan
Muhtemelen bu süreci atlattıktan sonra normal şartlardan fazlasıyla dolu olan psikiyatri klinikleri kaygı, ölüm korkusu, panik gibi hastalıklar baş gösteren insanlarla dolu olacak bir virüs hayatımızı nasıl değiştir değil mi? Sanki dün gibi yaşadığımız şeyler. Yaşadığımız toplum içerisinde maalesef bizler sürekli bir yeni trend öğrencisi haline geldik.
Bu trend öğrencisi konusunu açacak olursam. Bilindiği üzere teknoloji çağında sürekli bir yenilikler, her geçen gün yeni bir sosyal medya platformu baş göstermeye başladı. Toplum olarak bütün hayatımızı sosyal mecralarda yaşadığımız bu zamanda sürekli bir trend, akım hastalığına kapılmamız aslında çokça şaşırılacak bir durum değil. Bu sebebe dayanarak kendimizi öğrenci olarak adlandırıyorum. Sosyal medyanın furyasına kapılmış giderken kendi benliğimizi çokça kaybettik.
Yazımın başında da bahsettiğim gibi düşünme yetimizi kaybettik. Paranın gücüne kapılmış giden hayatımız bir anda tam tersine döndü. Bizler değil miydik ki avuç içini doldurmayacak et parçasına binlerce lira para veren, yine bizdik ki eti altına bulayan, doğmamış çocuğa partiler düzenleyen. Şimdi herkes kendine döndü.
İnsan insan dediğin nedir?
Evimize kapanmış bu zamanda herkes toplum sözcüsü oldu. Yeni dünyaya girdik, artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak sözleri kulaklarımızdan ayrılmıyor. Eminim ki normal yaşantımıza döndüğümüz zaman yine aynı benlikte kalacağız. Yani kaybettiğimiz benliğin yerini alan benliğin rolünü oynamaya başlayacağız. Maalesef toplum olarak yaşadığımız şeylerden ders alan bir millet değiliz. Yine toplumdan bir haber olarak yaşamaya devam edeceğimizi düşünüyorum. Ama gönlümün bir köşesi keşke yanlış düşünmüşüm desem diye can atıyor. Maalesef batının medeniyetine aşık halimiz yine devam edecek gibi duruyor. Batı medeniyeti demişken Merhum Akif’in sözüyle yazımı bitirmek istiyorum;
‘Medeniyet dediğin tek dişi kalmış canavar’
Mehmet Akif Ersoy
Alperen Yılmaz